-
1 dolup taşmak
dolup taşmak <- ar>vi überquellen -
2 dolup taşmak
v. overflow, seethe, swarm -
3 dolup taşmak
to swarm with sb/sth -
4 ломиться
dolup taşmak; zorlamak* * *стол ломи́лся от яств — sofra yemeklerden dolup taşıyordu
зал ломи́лся от пу́блики — salon adam almıyordu
ры́нок ломи́лся от фру́ктов — çarşıda meyvadan geçilmiyordu
2) разг. zorlamakломи́ться в дверь — kapıyı zorlamak
••ломи́ться в откры́тую дверь — açık kapıyı zorlamak
-
5 swarm with
dolup tasmak, kaynamak -
6 переполняться
несов.; сов. - перепо́лнитьсяdolup taşmak; taşmak (о сосудах, водоемах)в э́ти дни пло́щади переполня́ются наро́дом — bu günlerde meydanlar halkla dolup taşıyor
-
7 swarm
n. arı kümesi, oğul, sürü, yığın————————v. kovanı terketmek, oğul vermek, toplanmak, yığılmak, üşüşmek, kaynamak, dolup taşmak, cirit atmak, den geçilmemek, kol va bacaklarını sararak tırmanmak, sarılarak tırmanmak, tırmanmak (tutunarak)* * *1. doluş (v.) 2. sürü (n.)* * *[swo:m] 1. noun1) (a great number (of insects or other small creatures) moving together: a swarm of ants.)... kümesi2) ((often in plural) a great number or crowd: swarms of people.) sürü, yığın2. verb1) ((of bees) to follow a queen bee in a swarm.) oğul vermek2) (to move in great numbers: The children swarmed out of the school.) akın etmek, akın akın gitmek3) (to be full of moving crowds: The Tower of London was swarming with tourists.) dolup taşmak -
8 overflow
n. taşma, sığmama————————v. azmak, coşmak, taşmak, azıtmak, dolup taşmak, dışına taşmak, su basmak* * *1. taşma 2. taş (v.) 3. taşma (n.)* * *1. [əuvə'flou] verb(to flow over the edge or limits (of): The river overflowed (its banks); The crowd overflowed into the next room.) taşmak2. ['əuvəflou] noun1) (a flowing over of liquid: I put a bucket under the pipe to catch the overflow; ( also adjective) an overflow pipe.) taşma2) (an overflow pipe.) akıntı oluğu -
9 regorger
-
10 seethe
v. kaynamak, haşlamak, köpürmek, kudurmak, kaynaşmak, dolup taşmak -
11 seethe
v. kaynamak, haşlamak, köpürmek, kudurmak, kaynaşmak, dolup taşmak -
12 strotzen
strotzen v/i <h>: strotzen von (oder vor) (D) ile dolup taşmak; Gesundheit usw -den sağlık vs fışkırmak -
13 burst
patlamak; patlatmak; dolup tasmak,patlama -
14 simmer
yavas yavas kaynamak; yavas yavas kaynatmak; (with ile) dolup tasmak, kudurmak, köpürmek, cosmak -
15 dolmak
"1. to get full, be filled. 2. /la/ to be packed (with). 3. (for a term or period) to be completed, come to an end. 4. to be ready to burst from anger or exasperation. dolup taşmak to be full to the point of overflowing; /la/ to be overflowing with." -
16 überschwemmen
überschwemmen*vt su basmak, sular altında bırakmak, sel basmak, taşmak (-e); ( fig) boğmak ( mit -e), yağdırmak (-e) ( mit -);das Land wurde von Touristen überschwemmt ( fig) ülkeye sel gibi turist aktı, ülkeyi turistler bastı, ülke turistle dolup taştı
См. также в других словарях:
dolup taşmak — 1) gereğinden çok olmak, gereğinden çok kaplamak Dışarıda bulutsuz bir temmuz göğü, öğle güneşinin yakıcı aydınlığıyla dolup taşıyordu. N. Cumalı 2) çok kalabalık olmak Millî takımın karşılaşmalarında stadyumlar dolup taşıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolmak — nsz, ar 1) Dolu duruma gelmek 2) Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. T. Buğra 3) Bir yere iyice yayılmak, kaplamak Oda sigara dumanı dolmuştu. S. F. Abasıyanık 4) Bir yerde pek çok eşya veya kimse… … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEYŞ — Asker, ordu. En az dörtyüz nefer süvari ve piyadeden müteşekkil bir askeri kıt a. * Dolup taşmak. * Ses, sad … Yeni Lügat Türkçe Sözlük